Anksiyete Bozukluk Nedir?
- Ankara Psikolog Editör
- 2 May
- 2 dakikada okunur
Anksiyete Bozuklukları Arasındaki Ortak Noktalar ve DSM Sınıflandırmasındaki Yeri
Giriş: Anksiyete Bozuklukları Nasıl Sınıflandırılıyor? Ruh sağlığı alanında en sık başvurulan kaynaklardan biri olan DSM (Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı), psikolojik rahatsızlıkların tanımlanması ve sınıflandırılmasında temel bir rol oynar. Ancak anksiyete bozukluklarının sınırları ve birbirleriyle olan ilişkileri hâlâ tartışma konusudur. Özellikle korku temelli bozukluklar ile “anksiyöz-mutsuzluk” (kaygılı depresyon) grubu arasındaki ayrımın net olup olmadığı sorgulanmaktadır.
Anksiyete Bozukluklarında Ortak Belirtiler Yapılan incelemelere göre, anksiyete bozukluğu olan bireyler bazı ortak özellikler sergilemektedir. Bunlar arasında şunlar öne çıkar:
Korku ve kaygı belirtilerinin öz bildirimlerde sıklıkla yer alması
Tehdit oluşturan ya da oluşturmuş çevresel ipuçlarına karşı aşırı duyarlılık
Belirsiz durumları tehdit olarak değerlendirme eğilimi
Olumsuz uyaranlara karşı artan stres tepkisi
Beynin tehdit algısıyla ilgili bölgesi olan amigdalada yüksek düzeyde aktivite
Korku Bozuklukları ve Anksiyöz-Mutsuzluk Ayrımı Net mi? Kimi araştırmacılar, panik bozukluk gibi "korku" eksenli bozukluklarla, yaygın anksiyete veya depresyon gibi “anksiyöz-mutsuzluk” bozuklukları arasında net bir ayrım yapılabileceğini öne sürmektedir. Ancak mevcut veriler bu ayrımı güçlü bir şekilde desteklememektedir. Anksiyete bozuklukları arasında da benzerlikler ve örtüşmeler oldukça fazladır.
Depresyon ve Anksiyete Arasındaki Sınır Nerede Başlıyor? Depresyon ve anksiyete bozuklukları sıklıkla birlikte görülür. Bu yüksek komorbidite oranı, ruhsal sorunları sadece tanı etiketleriyle sınırlı şekilde ele almanın yetersiz olduğunu göstermektedir. Bu nedenle bilim insanları, ruhsal belirtileri “boyutsal” (dimensional) bir yaklaşımla ele almayı önermektedir. Bu yaklaşımda, belirtiler bir spektrum üzerinde değerlendirilir; bu da bireye özgü terapi yöntemlerinin geliştirilmesine yardımcı olabilir.
Sonuç: DSM’de Değişiklik İçin Henüz Erken Anksiyete bozukluklarının ortak tepkisel özellikleri giderek daha iyi anlaşılmakta olsa da, şu anki veriler DSM’deki sınıflandırmayı değiştirmek için yeterli değildir. Ancak bu tür çalışmalar, gelecekte psikolojik bozuklukların daha bütüncül ve bireye özel yaklaşımlarla ele alınmasının önünü açmaktadır.
Comentários